PKK’nın 12. Kongresi Sonrası Fesih Kararı ve Şok Edici Açıklamalar
Türkiye, yeni haftaya gündemi sarsan bir gelişmeyle başladı. Terör örgütü PKK, 12. kongresi sonucunda kendini feshettiğini açıkladı. Bu açıklama, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, özellikle bildiride yer alan “Lozan Antlaşması”, “Sevr Anlaşması”, “soykırım”, “TBMM ve muhalefet” gibi konulara yapılan atıflar büyük tepki çekti. PKK’nın silah bıraktığı iddiası kamuoyunda soru işaretlerine yol açarken, bu bildirinin ardından nasıl bir süreç işleyeceği merak konusu oldu.
Terör örgütünün yayınladığı fesih bildirisinde, kuruluş amaçlarının Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’na karşı geliştiği açık bir şekilde ifade edildi. PKK, bildiride şu ifadeleri kullandı:
“Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi.”
Bu ifadeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu antlaşmalarından biri olan Lozan Antlaşması’na ve anayasal temellere açık bir şekilde karşıtlık bildirisi olarak değerlendirildi.

“Türkiye Bu Bildiriyi Yok Hükmünde Saymalı”
Gazeteci Özlem Gürses, SÖZCÜ TV’de yaptığı değerlendirmede, bildirinin özellikle Lozan Antlaşması ile ilgili bölümlerinin oldukça sorunlu olduğunu vurgulayarak şu sözleri kullandı:
“Bu metni Türk devletinin güvenlik ve istihbarat bürokrasisinin görmemiş olmasına inanmak zor. Biz daha önce böyle metinlerin devletle paylaşılacağı ve sorunlu ifadelerin yer almayacağı yönünde duyumlar almıştık. Bu metindeki Lozan bölümü gerçekten şaşırtıcı ve rahatsız edici.”
Bu ifadeye destek veren Uluslararası İlişkiler ve Strateji Uzmanı Dr. Naim Babüroğlu da çok çarpıcı bir uyarıda bulundu:
“Türkiye Cumhuriyeti bu bildiriyi yok hükmünde saymazsa devlet özelliğini kaybeder. Bildiri, Lozan’ı reddediyor. Bu, Cumhuriyetin temelini reddetmek anlamına gelir. Ayrıca 1921 Anayasası’na yapılan vurgu da laikliğe, kadın haklarına ve ulus devlete açık bir saldırıdır. Devletin bu bildiriyi derhal reddetmesi gerekir.”
Babüroğlu, ayrıca bildiride kullanılan “yüzyıllık soykırım” ifadesine de dikkat çekerek bunun uzun vadede Türkiye’nin uluslararası mahkemelerde zor duruma düşmesine neden olabileceği uyarısında bulundu.
Saygı Öztürk: “Silah Bırakma Açıklaması Aldatmaca Olabilir”
SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, örgütün “silah bırakıyorum” açıklamasını değerlendirirken şu uyarıda bulundu:
“PKK olarak silahı bıraktım diyor ama örgütün birçok uzantısı var. YPG, PJAK ve Irak’taki yapılanmalar da PKK ile organik bağ içinde. Sadece PKK’nın silah bırakması yeterli değil. Bu bir aldatmaca olabilir.”
Öztürk ayrıca geçmiş dönemlere atıfta bulunarak, 2002 yılında şehit sayısının sadece 7’ye düştüğünü ancak AKP döneminde bu sayının hızla arttığını ifade etti:
“1984’ten bu yana 9 bin 240 şehidimiz var. Sadece AKP döneminde 3 bin 327 kişi şehit edildi.”
TBMM ve Muhalefete Açık Mesaj: Sürece Katılın
PKK’nın bildirisi, sadece güvenlik tehditleri barındırmıyor; aynı zamanda siyasi mesajlarla da dolu. Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ve muhalefet partilerine yapılan çağrılar dikkat çekti:

“Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere Meclis’te temsili bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, demokratik basın kuruluşlarını barış sürecine katkı sunmaya çağırıyoruz.”
Bu satırlarla CHP’ye ve diğer muhalefet partilerine çağrıda bulunulması, siyasi çevrelerde yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yeni Süreçte Gözler Liderlerde: Erdoğan ve Bahçeli Görüşebilir
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü kabine toplantısında bu konuya değinmesi bekleniyor. Ayrıca MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin de açıklama yapması gündemde. Geçtiğimiz hafta bir araya gelen Erdoğan ve Bahçeli’nin bu hafta yeniden görüşebileceği belirtiliyor.
HDP’li Tuncer Bakırhan’ın Erdoğan ile görüşme talebi de dikkat çekti. Bu da süreçte yeni liderler düzeyinde temasların başlayabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Siyaset kulislerinde sürpriz görüşmelerin olabileceği konuşuluyor.
“Yeni Anayasa”, “Genel Af” ve Reformlar mı Geliyor?
Siyaset bilimci Prof. Dr. Barış Övgün’e göre kamuoyu bu süreci şeffaf bulmuyor:
“Metropoll anketine göre toplumun yüzde 70’i sürecin şeffaf yürütülmediğini düşünüyor. AKP-MHP tabanında bile bu oran yüksek. Süreç sahiplenilmezse başarısız olur.”
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Mehmet Uçum’un sosyal medya paylaşımı da dikkat çekti. Yeni anayasa, ceza infaz düzenlemesi ve genel af gibi başlıkların gündeme geleceği sinyalini verdi.
PKK’nın Gerçekten Silah Bırakıp Bırakmadığı Sorgulanıyor
Kamuoyunda en çok merak edilen konu, bu fesih açıklamasının sahada gerçekten bir değişikliğe yol açıp açmayacağı. Örgütün diğer yapılanmaları olan YPG, PJAK gibi unsurların silah bırakıp bırakmayacağı büyük bir soru işareti. Ayrıca bildiride geçen “silah teslim süreci” ile ilgili net bir yol haritası bulunmaması da güveni zedeliyor.